
Off-Road kimileri için spor yahut hobi olarak adlandırılabilir ancak bence konunun çok içinde olmasam da izlemekten ve bazen amatörce icra etmekten mutluluk duyduğum bir “yaşam biçimi”. Çok içinde değilim ve bunu “şartlar” bahanesinin arkasına sığınarak-tan fazla detaylandırmak istemiyorum. Herkesin bir tutkusu, keşfetmediği bir sevdası vardır bence ve bana deseler ki “hadi saldık seni mesai hapishanesinden ilkin ne yapmak istersin” diye sorsalar “yollarda yaşamak, yollarda yaşlanmak ve belki yollarda ölmek” ilk tercihim olabilir.
Düz yolda araba kullanmayı çok severim. Karayolu ile yolculuk yaparken tali yolara dalmak, yeni yollar keşfetmek ve İstanbul’un içinde bile sürekli bir keşfedilmemiş yollara meyletmek başlıca belirtileri olabilir mi acaba off-road sevdamın? İşten eve dönerken bile bir ormanın ortasından (her ne kadar yol asfalt olsa da) geçiyor olmam sayılır mı? Hadi bunlar sayılmadı yazın ormanlara pikniğe giderken kullandığım alman malı otomobillerin dibi yere değecek diye korkmadan en ücra köşelere gitme çabaları? Tamam, sayılmıyor bunlar ısrar etmiyorum ancak şuan bu yazıyı yazıyor olmam bile bir off-road tutkunu olduğumun kanıtı bence.
Daha fazla dayanamayıp bir itirafta bulunayım bu yazıyı yazmama sebep olan TRT Türk ekranlarında yayınlanan “Zor Yollar” programı. İlkin 4-5 yıl önce bir Pazar günü ve sanırım birden çok bölümün birleştirildiği tekrar olan özel bir bölümü ekran karşısından bir an kalkmadan pür dikkat ve haz alarak izlemiştim. Bu kadar severek izlememin sebebi “dağ, bayır, dere görme arzusu” mu yoksa direkt off-road sevdası mı hâlâ bilemem. Bu emin olmamanın nedeni de Cumhurbaşkanlığı bisiklet turu Doğrusu ikisini zaten birbirinden ayıramazsın ki. Doğa sevgisi olmayan off-road ile kesinlikle ilgilenemez. İster seyirci olsun ister icracı yine de doğa sevgisi şart.
Bu konuda iyi bir araştırmacı değilim; sanırım ülkemizde yayınlanan tek off-road belgesel tadında programı zor yollar. Yanılıyor olabilirim ama bildiğim bu ve eğer yanılıyorsam bu bloğu takip edenlerin de bir katkısı olsun da aşağıdaki yorum bölümünden düşüncelerinizi paylaşınız. Zor yollar oldukça doğal seyreden bir program. Yapımcısı Aydın Dikim’i ekranda ilk gördüğümde “kesin doktordur bu abi” diye düşünmüştüm. Ne alaka demeyin bilmiyorum işte öyle bir hisse kapılmıştım. Aydın bey gemi kaptanlığı da yapan bir yapımcıymış ve zaten programı sunan da kendisi. Ekibinin doğallığı yanısıra kullanmış oldukları Volkswagen Amarok marka 4×4 arazi araçlarının plakaları da çok hoş. Biri 06 ZOR diğeri de 06 YOL.
Zaten çok zengin off-road güzergahlarının olduğunu düşündüğüm (emin değilim ama programı izlerseniz bu hisse kapılırsınız) ülkemizde seçilen yerlerin neredeyse tamamı cennetten bir köşe. Ekibin bazen kamp noktalarında çadırlarda konakladıklarını bazen de odun ateşinde pişirdiklerini yediklerini görünce zihninizdeki playlistten “neden geldim İstanbul’a” şarkısı kendiliğinden çalmaya başlıyor.
Toplam 154 bölüm çekilen bu program halen TRT Türk ve diğer TRT ekranlarından tekrar bölümleri ile sürekli karşımıza çıkabiliyor.
Uzun lafın kısası off-road, on-life diye başlığa kondurduğum (bu felsefe bana ait olabilir) bu programı şiddetle izlemenizi tavsiye ediyorum.
Add comment