Sabahattin Ali eserleri ile çok geç tanışmış biri olarak daha önce burada Kuyucaklı Yusuf ve sonrasında da Kürk Mantolu Madonna kitapları hakkındaki yorumlarımı paylaşmıştım. Sabahattin Ali’nin okuduğum üçüncü
Uzun bir aradan sonra yeniden merhaba. Küresel çapta hepimizi hırpalayan virüsten ben de nasibimi aldım ve test sonucum pozitif çıktığı için evde istirahat ediyorum. Dinlenme sırasında uzun süredir
Bu yazı twitter sayfamda yazdığım “yaz ramazanlarını çok özleyeceğim” iletime karşı @affanorhan ın “kış ramazanlarının güzelliğini yaşamamış gibi” itirazından doğdu. Zaten mevsimlerden en çok yaz mevsimini seviyorum bir
Türk edebiyatının tartışmasız en büyük isimlerinden biri olan Sabahattin Ali’nin ömrü vefa etmediği için okuyabildiğimiz birkaç eserinden biri olan Kürk Mantolu Madonna kitabını bir buçuk yıl önce okumuştum
Tokyo film festivalinde Büyük ödül aldıktan sonra daha çok duyulan Semih Kaplanoğlu’nun “Grain” yani Buğday isimli filmini internetten sipariş ettiğim DVD sayesinde izleme şansı yakaladım. Sinemada salon bulamama
Hani müzik zevki karışık yazan kişiler var ya işte onlardan biri olarak bazen opera bazen pop ve bazen arabesk şarkılar dinleyen, etnik müziğe aşık, Farsça, Arapça, Azerice söylenen
Geçen hafta kilo vermek adına epey verimli bir hafta geçirmiş (detaylar burada) ve nihayet yavaş yavaş sonuçlarını da almaya başlamıştım. Bu yazıyı yine uyuşukluğa düşüp her şeyden vazgeçmeyeyim
Değerli okuyucu uzun bir sürenin ardından kişisel bir yazıyı ilk defa kaleme alacağım sanırım. Bendeniz halihazırda 100 kilonun üzerinde ve evet kabullenmek istemesem de vücut kitle indeksine bakılırsa
Vizyona girmeden önce Oscar adaylığı ile gündeme gelen Ayla filmini geçen hafta sinemada izledim. Adetim üzere bu çok konuşulan filme gitmeden önce filmin hikayesi konusunda biraz araştırma yapıp