Uzun bir aradan sonra yeniden merhaba. Küresel çapta hepimizi hırpalayan virüsten ben de nasibimi aldım ve test sonucum pozitif çıktığı için evde istirahat ediyorum. Dinlenme sırasında uzun süredir
Bu yazı twitter sayfamda yazdığım “yaz ramazanlarını çok özleyeceğim” iletime karşı @affanorhan ın “kış ramazanlarının güzelliğini yaşamamış gibi” itirazından doğdu. Zaten mevsimlerden en çok yaz mevsimini seviyorum bir
Tokyo film festivalinde Büyük ödül aldıktan sonra daha çok duyulan Semih Kaplanoğlu’nun “Grain” yani Buğday isimli filmini internetten sipariş ettiğim DVD sayesinde izleme şansı yakaladım. Sinemada salon bulamama
Hani müzik zevki karışık yazan kişiler var ya işte onlardan biri olarak bazen opera bazen pop ve bazen arabesk şarkılar dinleyen, etnik müziğe aşık, Farsça, Arapça, Azerice söylenen
Değerli okuyucu uzun bir sürenin ardından kişisel bir yazıyı ilk defa kaleme alacağım sanırım. Bendeniz halihazırda 100 kilonun üzerinde ve evet kabullenmek istemesem de vücut kitle indeksine bakılırsa
Vizyona girmeden önce Oscar adaylığı ile gündeme gelen Ayla filmini geçen hafta sinemada izledim. Adetim üzere bu çok konuşulan filme gitmeden önce filmin hikayesi konusunda biraz araştırma yapıp
Bab’Aziz İtalyan senarist Tonino Guerra ve filmin yönetmenliğini de yapan Nacer Khemir tarafından yazılan, 2005 yapımı bir film. Bab’Aziz yaşı ilerlemiş ve gözleri görmeyen bir dervişin hikayesini anlatır. Baba
Finans sektörü ile direkt etkileşim halinde bir meslekte çalışıyorum ve bu aralar ortalık toz duman. Bu sebeple düzenli yazı yazamıyorum ama şuan yaklaşık bir saatlik bir boş zamanım
Ey baba! Sosyal medya ve akıllı telefon kullanmada yenisin, bundan sonra Instagram bize, Facebook sana! Twitter bize WhatsApp sana! Delirmeceler bize düşer; azarlamalar sana… Beğenmek bize düşer; aynı
Ademoğlu, insanoğlu; tarihin bile bir ismi yokken bize böyle isim verildi ilkin… Yasak meyveyi yedikten sonra uğradığımız sürgünü cennet eyleyecek kadar yabancılaştık cennete! İlk kanı biz döktük yeryüzüne!